Kazaları kurallara uymakla önlenir diyen TTKÖD Antalya Şubesi Genel Sekreteri Ünal Ayvazoğlu, kuralları hatırlattı
ANTALYA-TTKÖD (Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği) Antalya Şubesi Genel Sekreteri Ünal Ayvazoğlu dünyanın başına bela olan; ama, en fazla insan hataları ve dikkate almadıkları kuralların ihlaliyle ortaya çıkan trafik kazaları için en önemsenecek mücadelenin kaza öncesi önlem almak olduğuna dikkat çekerek, bu konuda yapılması gerekenleri; saha deneyiminden edindiği bilgilerini paylaştı.
Gazetemize yazılı bir açıklama yapan Ünal Ayvazoğlu; öncelikle, kazaların olmaması için her kesin üzerine düşen görevlerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda toplumun duyarlı kılınması, eğitimiyle herkesin kazalarda insan hatalarına karşı üzerine düşen görevlerini bilinçli yerine getirmesini istedi. Toplumsal bilincin ve kamu hassasiyetinin yönetim erkinin konuya hassasiyetle yaklaşmasıyla çözüm yolu açılacağına da dikkat çeken Ayvazoğlu, kazalara karşı eğitilmiş bir nesil ilkokuldan üniversiteye dek devam ettirilen bir farkındalığı sağlayan tedrisatla istenen çözümün sağlanabileceğine de dikkat çekti.
Ortak bilinç ve bu bilince uygun sürdürülebilir denetimle kurallar koyarak kararlı denetimin yönetim erki tarafından sürdürülmesini kontrol mekanizmasında her türlü hataların kurallara uyulmamasına dayalı oranla karşı yaptırımlarının da müsamahasız izlenerek uygulanmasıyla sonuç alınabileceğini vurguladı. TTKÖD Antalya Şubesi Genel Sekreteri Ünal Ayvazoğlu, trafik kazalarının insan faktöründen kaynaklı ihmallerden olmasını belirterek; “Demek ki önce insanı eğitmemiz gerekiyor. Eğer gereken önlemler gerçekten can ve mal kayıplarını önlemek için ise otorite kazalara davetiye çıkaracak istenmeyen sonuçlarla can ve mal kayıplarının yaşatılmaması için ortak bilinçle yaptırım dahil, sert karşı önlem almalı. Dikkatli, bilgili ve kararlı müsamahasız davranmalı. Gerekli yasal düzenlemelerle bütün boşlukları gerekli yasal düzenlemeler ile tamamlamalı. Halkın benimseyeceği anlayışla tedbirler almalı. Vatandaşlar alınan önlemlere uyulmasının herkes için bir vatandaşlık görevi olduğu bilincini taşıması sağlanmalı” dedi.
GEREKSİZ GÜVEN
Ülkemizde olduğu kadar dünyada temel hata; trafik kazlarına karşı (aslında tüm kurallara) belirlenen uyma zorunluluğu anlayışında insanlara, bir yandan da sadece kazanç adına, sanki ara zorunluluğu yerine getirme yeter davranışı da empoze edilir gibi bir davranış siyaseti mevcut. Popülizme davetiye çıkaran bu davranış, kuralsızlığa özendirici olumsuz teşvik cesareti vermenin de bir göstergesi ne yazık ki. Dolayısıyla bu eğilimin körüklenmesine izin veren; “Buna bana bir şey olmaz” özgüveni ile hem kendini öne çıkarmak, hem kural karşıtı davranışı körükleme hazzını yaşatmak. Bu nokta bu denli açık ve net hissedilmese de temel kurallara karşı olmanın bir iç güdüsel karşı duruşa dönüşü tetikleyici. Dahası, “ben istediğimi yaparım” bencilliğinin okşanmasına dahi varan davranışa dönüşebiliyor. Oysa, bir iş görev belirlemesi daima tanımlı davranıştır. Her koşulda uyulup talimatına göre davranılması temel görev demektir. Bu nedenle de uyulması istenen her kural uyulması zorunlu sayılacak durum olmalı. Asla “görevin geçiştirme ile de yapılır” savsaklatmasını hissettirmemeli. Tam tersine burada öz güven, kanaatimce insanın yaşamını tehdit edici, zora sokucu durumda kalmaması için uyması gerekenleri görev kabul ederek, öncelikleri saymasını göstermeli. Bu da en muteber insani temel davranış sayılmalı. Bir olumlu farkındalığın oluşmasından söz ediyorum. Buna çeşitli nedenlerle ek kazanım yolları açan davranış saptırmalarının neden olduğu, en önemli nedenin ise sürdürülebilir eğitim politikasının belirlenememesi olduğu da elbette açıktır. Kısacası; gelişimde üretimle sağlanan kolaylıkları arttırma adına kazaları kolaylaştırıcılığın katlanılabilir sonucu sayılmasına vardırılan davranışlar, artık daha ciddiyetle önlenmeli. Eğitime giden bir kuralları yeni bir anlayış değişimiyle insanlar önceliklerini toplumsal önceliklere uygun gözden geçirilmeli.
TEKNOLOJİK NİMET!
İleri teknoloji ve bilimsel gelişme insanoğlu için bir nimet. Ancak, bunun sadece fayda temelli olması şart. Bugün gelinen noktada ulaşılan kabiliyet ve imkanlar iki noktayı işaret ediyor; biri insan yaşamını kolaylaştırmak. Diğeri bu kolaylaştırma bedelini ödeyen insan önceliğiyle bunu bir üretim modeli saymak… işte bizim için çözüm bu iki tercihe göre değişir sonuç doğuracaktır. Birinci çözümden yana olmak gerektiğini düşünenlerdenim ama gidişat, ikincinin öne çıkarılmasına dönük. Sonuçları şimdiden bunu gösteriyor. Birçok gücün buna etki ettiğini göstermektedir. Ama; en azından ölümcül sonuçlar doğuran yeniliklerle sunulan imkan trafikte seyir esnasında sürücü kullanımına kapatılarak bir benimseniş içinde de çözüm bulunabilir.
ARAŞTIRMALAR ORTADA
Anlaşılırlık adına tekrar yazayım, EGM Trafik Hizmetleri Başkanlığı Trafik Araştırmaları Müdürlüğü’nün hazırladığı bir raporda araçta Cep telefonu kullanımı sırasında farkında olmadan önemli hatalar yaparak, en azından zamanında önlem almakta geciktikleri belirtiliyor. Bir araştırma sonucuna seyirdeki sürücünün gecikmesinde çevre faktörü, aracın hızı ve sürücü yaşına bağlı 0.6 saniyeden, 0.9 saniyeye kadar artabiliyor. Aynı araştırmaya göre Cep telefonuyla sürücü konuşurken daha çok hata yapıyor. Bazı tehlikeli durumların farkına varamayıp önlem alamıyor. Basit bir aramada sürücü yüzde 20, Zihni meşgul eden görüşmede yüzde 29 tehlikenin farkına varamıyor. Sadece aramada değil, telefon beklerken de sorun. 699 sürücü üzerinde yapılan bir başka araştırmada görüşmeleri bittikten sonra 5 dakika içinde kaza olasılığı 4.8 kat, 15 dakika içinde ise 1.3 kat fazlalaşıyor. Diğer cep üzeri SMS atma, sosyal medyada gezinmelerde güvenli sürüşe gerekli dikkati dağıtıyor.
KÜÇÜK HATALAR!
Araç içinde yanındakilerle konuşmak da bir şeyler yemek de sakıncalı. Bunlar dikkat dağıtan tehlikeyi daha fazla artıran şeyler… Araç içi küçük zararsız bir tartışma bile bir an başınızı yoldan geriye çevirmeniz, araç sürerken sıcak içeceğinizi dökmeniz. Bunlar önemsiz gelen ama yaşamsal öneme haiz sakınılacak şeyler… Navigasyon da dikkat edilmesi gereken dikkati azaltan sonuçları olan uygulamadır. Sürüş sırasında radyo dinleme yanında kanal aramak da sorundur. Aynaya takılı kalmak trafikte beklemelerde en fazla yapılan küçük ama sonuçları sıkıntılı hatalardandır.
Yeni iler teknoloji de bu hataları yapmanızı önleyen imkanlar sunduğunu da hatırlatayım. Sürücü asli görevi yola dikkat etmesi sürüş güvenliği esaslarına uygun emniyetini almış bilinçli kişi demektir. Bunun dışında bunların önemsenmemesi sadece zaman kaybı ve toplumu oyalama, her kayıpta ek harcama ile maddi manevi kayıplara önlem almaktan uzaklaşmaya giden bir davranış biçimidir. Bunu toplumsal talep haline dönüşecek bir bilince dönüştürmedikçe trafik kazalarını önlemek zorlaşacaktır. Kayıplar artacak, sinirler gerilecek ve daha fazla kayıplara ortam hazırlayacaktır. Dikkatli olmalı, kazaların olmamasını ana amaç, bunun için yapılması gerekenleri birinci görev saymalıyız.
FİKRİ TAKİP
Kuralın olduğu yerde benimsenerek uygulanma yüzdesinin fazla olmasını sağlayan aslı nokta yaptırımdır. Karşı gelmenin karşılığının derecesine uygun ödetilmesidir. Hiçbir kuralsızlığın kar kalmayacağı gösterilirse, ona saygı artar. Kurallara uyma gerekliliği şüpheye mahal bırakmaz. Ülkemizde ne yazık ki bir yandan trafik kazaları olmasın derken, en önemli faktör -ülkemiz açısından-. Hız kaynaklı insan kaynaklı kaza olma önceliği görmezden gelinerek, hız limitleri artırılıyor. Trafik kurallarına uymayanların cezaları affediliyor. Yeterli cezalar verilmiyor. Trafik kazaları bizim milli meselemizdir. Devletin öncelikli meselesi olmalı. Bu da yetmez, vatandaşı denetleyerek bu önlemi benimsetecek önlemi alan devlet denetiminin de hissettirilmesi gerekmektedir. Artık bu konuda da bir tercih yapılmalı. Teknolojinin gerektirdiği bilimsel tercihin de gereğini bilimsel esaslarla belirleyerek o gerekliliklere uygun davranmalıyız.
DENETİM-DERNEK
Trafik kazaları denetimle önlenir. Eğitimle, fikri takiple sürüş güvenliğine uygun donanımlarla önlenir. Devletin yerine getirdiği yapılması gerekenlerin yapılmasından sonra da devamlılığı sağlanan, affı olmayan yaptırımların uygulanmasıyla da sürekliliği sağlanarak önleme sürdürülür. Bir de Türkiye mahlasına sahip, asli görevi kamu yararına trafik kazalarını önlemek olan ülkemizde 1959 yılında bakanlar kurulu kararıyla kamu yararına çalışan dernek sıfatıyla Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği ile bu önleme daha etkin kamu iş birliği ile önemli hizmetler yapılabilir. bu da derneğin ciddi destek imkanlara sahip olması ile olur. Bu tür kamu yararına derneklere verilen önem derneklerin sahip oldukları kaynaklar ve yaptıkları işler ile devletin kurumlarıyla, bu derneğe sağladığı destekle ortaya çıkar. Meselelerin tümevarımla ele alınması tümdengelimle bütünsellik ile ana hedefe katkı sunucu belirlenmesi şarttır. Artık doğru bir yapıyla iş birliği içinde trafik kazalarında can ve mal kaybını sıfıra çekmek bizim aslı gerçekçi dikkate aldığımız uğruna çabaladığımız birinci önceliklerimizden olsun. Kurallara uyalım. Uymayanları uyaralım. Bunun için en önemli nokta; başkandan, vatandaşa herkes görevini yapması. Bizde kazaları önlemenin tek yolu en tepeden hissedilir denetimdir. Bugün önlemenin başka bir yolu da yoktur.”