AB’nin 2022’deki elektrik üretiminin yüzde 32’si hidroelektrik ve nükleerden, yüzde 22,3’ü rüzgar ve güneşten, yüzde 19,9’u gaz ve yüzde 16’sı kömürden sağlandı…
Avrupa Birliği’nde (AB) rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı 2022’de yüzde 22,3 ile rekor seviyeye ulaştı ve ilk kez doğal gazı geride bıraktı. Londra merkezli enerji düşünce kuruluşu Ember’in Avrupa Elektrik Değerlendirmesi 2023 raporuna göre, AB elektrik sektöründe geçen yıl en büyük gaz tedarikçisi olan Rusya’dan gaz akışının büyük ölçüde azalması, 500 yılda bir görülen kuraklık, Fransa ve Almanya’da nükleerden elektrik üretimindeki beklenmedik düşüş nedeniyle “üçlü kriz” yaşadı. Kuraklığın hidroelektrik üretimine etkisi ve nükleer santrallerdeki kısıtlar nedeniyle, hidro ve nükleerin elektrik üretimindeki payı yüzde 32 ile 20 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti.
AB’de nükleerden elektrik üretimi 2022’de bir önceki seneye göre 185 teravatsaat (yüzde 16) düşüş kaydetti.
Bu rakam, AB’nin geçen yıl 2 bin 809 teravatsaat olan elektrik talebinin yüzde 7’si seviyesinde bulunuyor.
Güneşten elektrik üretimi geçen yıla göre yüzde 24 artarak 10 milyar avro gaz maliyetinin önüne geçti ve güneş, elektrik üretiminde en hızlı büyüyen kaynak oldu. Geçen yıl 20 ülkede güneşten elektrik üretimi rekor kırarken, Hollanda elektrik üretiminin yüzde 14’ünü tek başına güneşten karşılayarak bu ülkeler arasında ilk sırada yer aldı.
Rüzgar ve güneş enerjisinden rekor seviyede elektrik üretilmesi, nükleer ve hidroelektrik üretimindeki açığı kapatırken, doğal gazın elektrik üretimindeki payı yüzde 19,9, kömürün payı ise yüzde 16 oldu. Üretimin kalan kısmını diğer kaynaklar oluşturdu. Böylece, rüzgar ve güneşten elektrik üretimi, AB’nin elektrik üretiminin beşte birinden fazlasını karşılayarak ilk kez doğal gazı geride bıraktı.
Ember Veri Analiz Lideri Dave Jones, analize ilişkin yaptığı değerlendirmesinde önemli uyarılarda bulunarak:
“Avrupa, enerji krizinin en kötüsünden kurtuldu. 2022’nin şokları, kömürden elektrik üretiminde küçük bir dalgalanmaya yol açarken, yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük bir destek sağladı. Kömüre geri dönüşe yönelik korkular artık öldü” dedi. Avrupa’nın temiz enerji dönüşümünün krizden güçlenerek çıktığını kaydeden Jones, şu değerlendirmede bulundu: “Avrupa ülkeler sadece kömürden çıkışa kararlı değil, şimdi gazı da devreden çıkarmaya çalışıyor. Enerji krizi, şüphesiz Avrupa’nın elektrik dönüşümünü hızlandırdı. Avrupa temiz ve elektrik odaklı bir ekonomiye doğru ilerliyor ve bu 2023’te çok daha belirgin olacak. Değişim hızlı geliyor ve herkes buna hazır olmalı.”
AB Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ise analizdeki verilere ilişkin değerlendirmesinde:
Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşmasında ciddi bir hızlanma olduğunu ifade etti. Özellikle deniz üstü rüzgar enerjisi ve çatı tipi güneş santrali kurulumlarına yönelik verilerin etkileyici olduğunu belirten Timmermans, şunları kaydetti: “Avrupalıların ucuz ve temiz enerjiden faydalanmak istediği oldukça açık. Avrupalılar, fosil yakıtlardan kurtulmak istiyor. Yenilenebilir kaynaklar iklim krizini önlemek ve hava kirliliğini azaltmak için kritik önemde. Ayrıca, Rus fosil yakıtlarına bağımlılığımızı azaltmak için de kritik önemde. Devam eden enerji krizi yeni bir zorlu kış daha getirecek ama daha fazla yenilenebilir enerjiyle, enerji tedarikimizde egemenliğimizi sağlayabiliriz.”
WindEurope Üst Yöneticisi Giles Dickson ise:
Avrupa’nın geçen yıl 15 gigavat rüzgar enerjisi kapasitesi inşa ettiği bilgisini paylaştı. Sektörün geçen yıl karşılaştığı zorluklar göz önünde bulundurulduğunda bu büyümenin kötü olmadığını belirten Dickson, “Yine de Avrupa’nın hedeflerini başarabilmesi için daha fazlası gerekiyor. Ancak, AB’nin yenilenebilir enerji yatırımları için yeniden cazip bir yer haline gelmesi için AB’nin de temiz enerji sanayi politikasını hızlandırması ve pazar tasarımını doğru yapması gerekiyor” dedi.