Avrupa’nın korkulu rüyası, Türk bakım sanayinin avantajı oldu. Bakım rekabetçiliğinin kararlılığı otomotiv sektörünü dönüştürmeye zorladı. TAYSAD, iklim değişikliğine de dikkat çekti…
TÜRKİYE’de 490’ı aşkın üyesi ile Türk otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi TAYSAD 8. Bakım Konferansı’nda “Enerji” konusu ele alındı. Bakımın önemini vurgulamak ve mesleki anlamda gelişmeyi sağlamak amacıyla gelenekselle şen Türkiye’nin tek sektörel Bakım Konferansı, İstanbul’da yapıldı. açılışta konuşan TAYSAD Başkan Yardımcısı Berke Ercan, pek çok sektör gibi otomotiv sektörünün de pandemide büyük sorunlar yaşadığını söyledi.
Pandemi ile insanların hayatı ve yaşam tarzının değiştiğini söyle yen Berke Ercan bu sebeple konferansın konusunun enerji olmasına karar verdiklerini ifade eden Berke Ercan, enerjinin çok önemli bir konu olduğunu, otomotivle enerjinin kol kola ilerleyen, iç içe geçmiş sektörler olduğunu kaydetti. İklim değişikliğine de dikkat çeken Berke Ercan, “Kyoto Protokolü’nde 1971-72 yılında ortaya çıkan bir süreç var. Dünya’nın iklimi değişiyor. 1,5 derecenin altında tutulmaya çalışılıyor çok uzun zamandır sera gazı emisyonları sebebiyle oluşan atmosfer ve yüzey sıcaklığı arasındaki artış. Türkiye’nin de altına imza koyduğu bazı anlaşma ve sözleşmeler var.
Herkes yaydığı sera gazını kontrol etmek ve azaltmak zorunda. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ilk adımı Fit For 55 ile emisyon seviyelerinin yüzde 55 düşürülmesi hedefleniyor” dedi. Bu değişimde en büyük hamlenin içten yanmalı motorların terk edilmesi ve elektrikli araçların hayatımıza girmesi olduğunu belirten Berke Ercan, şunları söyledi: “Son yıllarda bu durum ne kadar dikkatinizi çekiyor düşünün. Fabrikaların hepsi elektrikli araç üretmeye geçiyorlar, hatta bazı ülkeler içten yanmalı motor, benzinli ya da dizel, üretimini ve bu araçların satışını 2030 yılından itibaren yasakladılar. Biz bu içten yan malı motorlara ürünler üretiyoruz. Artık egzoz olmayacak çünkü elektrik motoru var. Artık motor ve vites kutusu olmayacak. Bütün bu gelişmelerin ötesinde enerji bu işin göbeğinde çünkü, dünyanın en fazla sera gazı emisyonu yapan sektörü, enerji sektörü. Türkiye’de ne oldu, Türkiye’deki kanunlar, uygulama ve yönetmelikler değişti ve eskiden fabrikalarda hesap yaparken 7 yıl amortisman süresi gördüğümüz güneş enerjisi yani GES’in amortisman süresi 2,5-3 yıla düştü. Türkiye’de 2021 yılında yapılan enerji yatırımlarının yüzde 90’ı yenilenebilir enerji kaynakları için yapıldı. Yani konvansiyonel rüzgar ve güneş enerji ağırlıklı yatırımlar yapıldı”
Göreve geldiğinde üç önemli hedef belirlediğini söyleyen TAYSAD Başkanı Albert Saydam ise yaptığı konuşmada, “Akıllı, çevreci ve sürdürülebilir çözümler sunmaya odaklanıyoruz. Mesela sürekliliğin ve sürdürülebilirliğin karıştırılmasına çok dikkat etmişimdir. Bunu kullanan şirketleri eleştiriyordum. İtiraf etmek gerekirse, süreklilik olmadan sürdürülebilirlik olmaz. Sürdürülebilirliği gündemimize koymak ve altını enerji verimliliği veya kaynakların doğru kullanımı ile doldurmak istiyorsak, bunu şirket sahipleri, şirket yöneticileri ve bireyler olarak hepimiz temin etmeliyiz. Bugünü ve yarını öncelik haline getiremeyen kişiler, bir sene, 5 sene, 10 sene sonrasını yaşayamaz” dedi. TAYSAD’ın faaliyetlerini bu tarafa yönlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Albert Saydam, “Kalıcı olmak önemlidir. TAYSAD neden bakım konferansı yapıyor? Bunu esasında geniş bir bakış açısıyla düşünmek lazım. Çünkü, bakım bizim rekabetçiliğimizin vazgeçilmez bir unsurudur. Avrupa’nın en büyük korkulu rüyası, duruşlar. Çünkü, duruşun en büyük sorunu, yeniden imalata başlamak. Avrupa’dan pozitif ayrışabildiysek bu başarısı sayesindedir” dedi.