Metro İstanbul Genel Müdürü Özgür Soy ve YTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Özen deprem konusunda İstanbullular’ı bilgilendirdi…
İSTANBUL-Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde yıkıma yol açan iki büyük depremin ardından İstanbul’a ilişkin olası senaryolar da tartışılmaya başlandı. Büyük yıkıma yol açan 2 büyük deprem, İstanbul ve çevresinde beklenen deprem için yeniden farkındalık oluşturdu. 16 milyon kişinin yaşadığı kentin günde ortalama 3 milyonu ise ulaşımda raylı sistemi kullanıyor. Peki, günde ortalama 3 milyon kişinin kullandığı İstanbul metro ve tramvayları ne kadar sağlam? Depreme yerin metrelerce altındaki metrolarda yakalanırsak ne yapmalıyız? konularında uzmanlardan bilgi geldi.
Elektrik kesintisi ve yangın çıkması durumunda tahliye nasıl yapılacak?
Metro İstanbul Genel Müdürü Özgür Soy ve Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Özen, milyonlarca insanın merak ettiği konuyu değerlendirdiler.
Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Özen deprem sonrasına dikkat çekerek “Fay hattı karadan geçmediği için metrolarda bir ayrık, yarılma oluşturmaz. Metroların tasarımı yapılırken 8 şiddetine kadar dayanıklı olarak yapılıyor. Deprem esnasında çıkış istikametine doğru trenin içindeki sayıyı boşaltmak gerekir. Asıl mesele deprem meydana geldikten sonraki süreç sonrası 15 gün biz metroları kullanamayacağız.
Metro İstanbul Genel Müdürü Soy da şunları söyledi; “Deprem kaynağının yer altında bulunması nedeniyle deprem anında metroların tehlikeli olduğuna dair bir yanılgı var. Ancak fiziki yapı ve çevresel etkilerden arınmış olması nedeniyle metrolar deprem anında en güvenli alanlardır. İstanbul’un metroları dünyanın en katı deprem standartlarına göre inşa edilmektedir ve yerin altında yer aldığı için yer üstü binaların maruz kaldığı salınım kaynaklı risklere maruz kalmadığından, depremlerde kırılma ve çökme riskleri çok daha düşüktür.
Tüm dünyada metro alanları deprem, savaş ve atmosfer kaynaklı afetlerde en güvenli sığınma alanları olarak kabul edilmektedir. Günde 3 milyona yakın yolcuyu ağırlıyoruz. Acil durumda atacağımız her adım önceden planlanmış, simülasyonları çalışılmış ve belli bir disiplin dahilinde kurgulanmış durumda. Tüm personelimize deprem, yangın, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer afet durumları için acil eylem planları ile düzenli olarak eğitim veriyoruz.”