Artan nüfus ve trafikle giderek daha karmaşıklaşan kentlerde ulaşım daha da zorlaşıyor. Son zamanlarda yapılan araştırmalar kentiçi ulaşımda bireysel otomobil modeli “Mini”yi öne çıkarmasını getirdi!
MICROMOBILTY (mikromobilite) kavramının hayatımıza girmesi elektrikli Scooter’ları kısa mesafe ulaşımda önemli bir alternatife dönüştürdü. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde sıkça kullanılan e-Scooter’lar paylaşımlı Scooter şirketlerinin çoğalmasıyla pek çok noktada görülmeye başlandı. Kimileri yaya erişilebilirliğini etkilemesi ve çevre kirliliği oluşturması yönüyle eleştirilmesi yanında artan kaza haberleriyle daha büyük bir endişeye dönüştü. ABD’de konuyla ilgili yapılan bir çalışmada, 2017-21 yılları arasında Scooter kaynaklı kazalarda %450 artış yaşandığı görüldü. Öte yandan, küresel danışmanlık şirketi McKinsey’in yürüttüğü bir araştırmada, minimobilite kavramına ilham veren mini araçların geleceğin ulaşımında aktif olarak kullanılabileceği öngörüldü.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Ridee’nin Kurucu Ortağı ve Ürün Direktörü Baran Bedir, “Elektrikli Scooter’lar kısa mesafede bireysel kullanıcıların ulaşım ihtiyaçlarına yanıt verse de büyük kentler bu araçların kullanımı için elverişli alanlar sağlamıyor. Şehirlerde motorlu taşıt kalabalığı hem taşıt sahipleri, hem de yayalar için eziyete dönüşüyor. Metropollerde yaşayanların şu an bir ara çözüme ihtiyacı var. Minimobilite kavramı bu noktada ümit veriyor” diyor. Üç ve dört tekerlekli, genelde bir veya iki kişilik araçları kapsayan minimobilite çözümleri, son dönemde ulaşım sektöründe yeni bir segment olarak dikkat çekti. McKinsey’in 8 ülkede, 26 bin kişiyle yürüttüğü bir araştırmada da 10 kişiden 3’ünün gelecek dönemde mini otomobiller kullanmaya sıcak baktığı görüldü. McKinsey, minimobiliteye ilginin artması durumunda bu segmentin 2030’a kadar Çin, Avrupa ve ABD’de 100 milyar dolarlık bir pazar payına ulaşabileceğini tahmin ediyor.
Yakın zamanda bu pazarda hizmet vermeye başlayacaklarını söyleyen Yılmaz, “Bu tür araçlar bisikletler, Scooter’lar ve bildiğimiz otomobiller arasında bir ara segment olarak konumlanıyor. Çoğunlukla elektrikle çalışan araçlar, Scooterlar’a göre daha uzun menzillerde, daha güvenli yolculuk vaat ediyor. Boyutları gereği binek otomobillere kıyasla çok daha kolay park yeri bulunabilen mini araçlar, aynı zamanda standart elektrikli otomobillere göre daha hesaplı fiyatla sunuluyor. Öyle ki tüketimin %35’i, minimobilite araçlarının halihazırda sahip oldukları otomobillerin yerini alabileceğini düşünüyor. Şehirlerdeki park probleminin ve sürüş güvenliği endişelerinin çözümü minimobilite olacak” diyor. ABD’nin Atlanta şehrinde bir süre önce elektrikli Scooter’lar için yasak uygulamalarının başladığını hatırlatan Yılmaz; “Geçtiğimiz haftalarda Georgia Institute of Technology araştırmacılarının yayımladığı raporda, Atlanta’ da mikromobilite araçlarına yönelik kısıtlamaların başlamasıyla şehirde bir noktadan bir noktaya ulaşma süresinin %9 ila %11 arttığı gözlemlendi. Atlanta, ABD’nin nüfus itibarıyla en büyük 9. metropolitan bölgesi. İstanbul’un nüfusu bölgenin nüfusunun 3 katı. Gerek iklim değişikliği kaygıları gerek kentlerin güncelliği düşünüldüğünde mikromobiliteyi yasaklamayı değil, nasıl adapte edeceğimizi düşünmeliyiz.”