Özulaş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selami Alan, ÖTİS çerçevesinde ve İETT ile imzalanan özleşme ile yeni nesil kamera sistemi montajında sona gelindiği ve ay sonuna dek tamamlanacağını açıkladı…
İSTANBUL– Ülke genelinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle işi sürdüremeyen birçok esnaf kontak kapatıp, araçlarını devrederken veya işi bırakırken, biz ÖTİS sayesinde gelirlerimiz düşse de işi sürdürdük. En azından mağdur olmadık” diyen Özulaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selami Alan kentiçi Toplutaşıma gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi:
YENİ SİSTEMLER:
“Şartlar ve ihtiyaçlar sürekli değişiyor. Dolayısıyla da Gelişen teknolojiye dayalı yenilikler, hizmeti kolaylaştırıp, kalite ve konforu artırmakta. Yeni nesil ve çevreye duyarlı sistemler sürdürülebilirlik açısından işletmecilere kolaylıklar sağlıyor. ÖTİS kapsamında, 2020 Aralık ayından geçerli olmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına İETT ile imzaladıkları sözleşme kapsamında araçlara yeni nesil kamera sisteminin idare tarafından monte edilmesi yönünde mutabakat sağladık. Bu çerçevede uygulama yılın ortasında başladı.
Bu ayın sonunda da bütün şirketlerde uygulama tamamlanacak
İstanbul, bugüne dek çok sıkıntı yaşadı. Helen yaşamaya da devam ediyor. Özel Halk Otobüsü sıkıntıları malum. Bu yetmezmiş gibi pandemi ile Covid-19 kayıplarının sarsıcı olumsuz etkisi işin içine girince, tekeri döndüremez hale gelmiştik. Ne yazık ki gerekli iyileştirici işlemler tam hayata geçirilemedi. Bu nedenle sıkıntılarımız halen devam ediyor. Bu durum hem bizi hem de hizmet alan vatandaşlarımızı sıkıntıya sokuyor. Dünya’da ve ülkemizde yaşanan genel iktisadi ve ekonomik daralmalar gayet tabi hayatı olumsuz etkiledi ve esnafı iyice canından bezdirdi. İşte bu herkesin malumu olumsuzluklar sırasında ‘her olumsuzlukta mutlak bir olumlu çıkış vardır. Serinkanlılıkla bunu bulmak elimizde’ anlayışı ile ‘kamu-özel iş birliği’ imdadımıza yetişti. İstanbul Büyükşehir Belediye yöneti minin gerçekleştirdiği, tarihimizde ilk kez gerçekten paydaş sayan kabullenişle şeffaf ve kapsamlı bir çalışma yaptık.
Bunun neticesinde bugün şehirlerimizde örnek alınan OTİS Sistemi hayata geçirildi. Neticede İstanbul bir asra varan Özel Halk Otobüsü İşletmeciliği’nde yeni dönem başlatan ÖTİS uygulamasına geçtik. İstanbul kentindeki toplu ulaşım kültürü ve özel işletmecilerin uyumu ile kısa süre- de, sistemi işler hale getirdi. Elbette, daha yolun başındayız ve ufak tefek sorunlarımız da yok değil. Ancak, bunların da kamu yararı ortak paydasında çözüleceğini umuyorum. Ülke genelinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle işi sürdüremeyen birçok esnaf kontak kapatıp, araçlarını devrederken veya işi bırakırken, biz ÖTİS sayesinde gelirlerimiz düşse de işi sürdürdük.
En azından mağdur olmadık...
Yeni kamera sistemi ile hedeflenen hizmet kalitesinin artırılması ve şoförlerimizin hatalarının azaltılarak daha güvenli çalışmalarını sağlamaktır. Elbette, büyük bir sektörüz ve içimizde bu güzel uygulamayı kasıtlı veya bilgisizlik nedeniyle yanlış değerlendirenler ve istismar edenler olacaktır. Bunları bıkmadan usanmadan ama ikna ederek karşımızdakilere anlatıyoruz. Her şeye rağmen sebepli ya da sebepsiz itirazlar da olacaktır. Bunlara da olabildiği kadar hoş görüyle bakıyoruz. Önemli olan kamera sisteminin sağlayacağı katma değerdir. Araçlarımızda sürüş ve seyahat güvenliği, kalite ve konforu artıran her yenilik iyidir ve kısa bir zamanda itirazlarda bitecektir.
NELER YAPILDI?
İdare önce ihale ile malzemeyi aldı ve montajı için İSBAK ile anlaştı. İSBAK da montaj için özel firmalardan hizmet satın aldı. Montaj İETT Garajları’nda ve İSBAK Merkezi’nde, İETT ve İSBAK uzmanlarının gözetiminde yapıldı. Kamu yolcu hizmetinin aksamaması için işin hızlı bir şekilde yapılması gerekiyordu ve bu amaçla bir terminal yapılmıştı. Sürekli yapılan bir iş olmaması, sekizden fazla marka olması nedeniyle montajda zaman, zaman sıkıntılar yaşandı.
Hatalı montajlar oldu ve araçlara zarar verildi. Ancak, idare bu hataları ve zararları giderdi ve ayrıca araçlar hizmet dışı kaldıkları sürede hak edişlerinden (sabit maliyetler ve performans ödemesi) kayıpları olmadı. Uçaklarda kullanılan, bizim de ‘Karakutu’ dediğimiz sistemle araca dayalı her türlü aksiyon teknik özellikten kaynaklı gelişmeler kayda alınıp, her an izlemelerle kontrol edilir hale getirildi.
Tek merkezden izleme sistemi ayrıca arşivleme, geriye dönük değerlendirmeler dahil, her olasılık, geleceğin ihtiyaçları da hesaba katılarak sistemli sürdürülebilir teknolojiye dayalı akıllı sistemler ile araçlarımız donatıldı.Sürücülerin güvenliği en önemli konuydu. Bu konuda menfi kaygı, sürücülerin gözaltında tutulmalarıyla psikolojik baskı duyacakları kaygısı oldu.
Oysa, kamu görevi verenler olarak toplu taşıma görevinde her türlü olasılığa açık araçları kullanan, her kesimden yolcu taşıyanları fiziki önlem ve genel seyir güvenliğinin elektronik sistemlerle sağlanması özel hakların ihlali olmayıp, tersine en temel korunma hakkının yerine getirilmesidir. Bu konu da ki az sayıdaki itiraz ve eleştiri kesinlikle yersizdir. Önce yapığımız işin bir kamu görevi olduğunu ve özel alan olmadığını, sistemin şoförlere sürüş güvenliği sağlayarak onları korumayı amaçladığını bileceğiz. Kaldı ki dünyanın her yerinde hatta daha gelişmiş sistemler toplu ulaşımda kullanılıyor ve faydalarını kimse tartışmıyor.
Araç içinde 11 kamera ekran bilgilendirmeleri ve sürücü takip uyarı sistemi devreye sokuldu. Her türlü olasılığı hesaba katan ani gelişmeleri değerlendiren sistemler ile sürücülerimiz, güvenli sürüş imkanına kavuşturuldu. İleride herkes bunun faydasını yaşayarak görecek.
DONANIM KONTROLU
Burada bir ek kazanım sağlandığı dikkatten kaçmamalı. Firma montajı sırasın da bütün araçlar elden geçtiğinden eski-yeni model bütün araçlar, üretici bilgilendirmesi dahilinde, hepsinin elektronik donanımları, kablo donanım (hatta) klima gibi, her noktası gözden geçirilmiş oldu. Bu da araçlarda teknik-teknolojik elverişliliği, donanım eksikliği gibi tespitler de değişim dahili dikkate alınarak işlem görmesini sağladı. Modele göre süresi değişen montajda kayıp zaman konusunda da herhangi bir maddi ödeme yüküyle işletmeci muhatap olmadı. 10 yıllık garantili arıza bakım-onarım gibi konular eklenerek sistem çalışır hale getirildi. Kısacası, İstanbul’da bütün kent içi toplu taşıma hizmeti veren esnaf şirket, kooperatifler dahil, her taşımacı bu sistemle araçlarını donattı. Yukarıda da izah ettim ÖTİS yeni ve test aşamasında olan bir sistem. Pandemi ve ekonomik olumsuzlukların yaşandığı bir döneme denk gelmesi talihsizlik oldu ama şunu da söylemekte fayda var: Bu kriz sürecinde ÖTİS olmasaydı daha büyük sıkıntılar çekmemizde muhakkaktı.
ÖTİS İSTANBUL SINIRINI AŞTI!
Sistemin eksiklerinin tamamlanması uygulamada tespit edilen yeni ihtiyaçların karşılanması için teknik ve uzman ekipler çalışmalarını sürdürüyor. Yeni sözleşme döneminde özellikle performansla alakalı ek düzenlemelerin yapılması da sürdürülebilir hizmetin devamı için gerek şart. Ben, sistemin daha iyi hale geleceğinden ümitliyim. Çünkü, ÖTİS, artık İstanbul sınırlarını aştı ve belediyeler için çözüm haline geldi. Bunda İBB ve İETT’nin yanı, İdarenin yapıcı meseleyi bütüncül kavraması ve paydaşlık anlayışıyla bakış ve yaklaşımı da çok önemli. Daha geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve as takımıyla ilk kez tarihimizde ilk kez şirketimize, bütün ÖHO şirket bünyesindeki esnafa bakışını gösterdi. İstanbul işletmeci esnafı olarak bizimleydi. Gündem iş birliği ağırlıklı ve ÖTİS’ idi…
SİSTEM İŞ BİRLİĞİ
Öyle olmasa, İSBAK teknolojisiyle İstanbul Büyükşehir Belediye olumsuzlukla meseleye baksa, bunca masrafı ne- den yapsın ki? Ben yaşadığımız sorunlar- da yılların getirdiği hatalı kamu yönetim anlayışı sorunu olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın anlayışı ile bunun değişeceğini umuyorum.
Elbette alışkanlıklardan kaynaklanan bizim de kusurlarımız var. Bütün bunlar kamu hizmeti ortak paydasında çözülecek ve düzeltilecek şeylerdir. ÖTİS, kamu-özel iş birliği açısından örnek gösterilebilecek bir duruma gelmiştir. Bu noktadan sonra geriye dönüş değil, çıtayı daha yükseltmek için birlikte gayret etmeliyiz. Son söz olarak, bunca deneyimler yaşayan esnaf artık kurumsal işletmeciliğin eşiğine geldiğini görmeli. İçinde bulunduğumuz şartlar bunu zorunlu hale getirdi. Bir an evvel kurumsal işletmeciliğe geçersek hepimiz rahatlayacak, kent ve kentli daha iyi hizmet alacak, yatırım, işletme maliyetlerimiz azalacak. Hepsinden önemlisi Özel Halk Otobüsü İşletmecileri olarak artık hak ettiğimiz ‘Kentiçi Toplu Taşıma Operatörü’ haline geleceğiz. Kurumsal olarak bakarak dünyaya entegre anlayışa ‘Evet’ diyoruz. Bu anlayışla hizmetten yana oluyoruz. İstediğimiz tek şey sadece adaletli bir sistemde yol alarak hak ettiğimiz karşılığı alma önceliğinin bizlere verilmesi…”