Burdur Özel Halk otobüsçüleri Başkanı Mustafa Acar, esnaf olarak zarar ettiren uygulamalara destek ya da soruna acil önlem istediklerini dile getirdiği açıklamasında “Esnaf sadece zarar ettirmeyen sürdürülebilir gelir gider dengesi sağlatan çalışma sistemi istiyor” dedi.
BURDUR-Kent içi toplu taşıma hizmetinde 30 yıldır işletmeci ve son dönemde de kooperatif başkanı işletmeci yönetici olarak hizmet veren Mustafa Acar, Özel Halk Otobüsü esnafının durum ve beklentileri ile ilgili yaptığı açıklamasında, yaşanan mücbir sebepler nedeniyle bitme noktasında olduklarını iddia ederek, sistemden kaynaklı mağduriyetin kendilerini iflasa sürüklediğini belirttiği açıklamasında, “İsteğimi, sadece hizmeti sürdürmemizi sağlayan düzenleme yapması. Gerisi laf-ı güzaf” dediği açıklamaları şöyle:
SADECE TEKER DÖNSÜN HİZMET SÜRSÜN İSTİYORUZ…
“Sahayı bilen bir esnaf olarak ülke geneli halk otobüsçüleri göz göre göre yok olmak üzere. bugüne kadar yaptıklarımız da ortada. Biz, geçmişten gelen esnaf anlayışımızla önce, devlete saygı vatandaşa hizmet şiarı ile yolumuza devam ediyoruz. Bunun için birlikte hizmet verilmesini engelleyen yanlışları düzeltme adına yetkililerle ilgili ve birimleri ile istişareleri önemsedik. devlet dinler planlar ve çözer inancımızla da yetkililerimize ilettik. bekleyerek hizmetimizi sürdürdük. Bugün de aynı şeyi yapıyoruz. Uzun zamandan beri düşürüldüğümüz olumsuzlukların nedenleri ve ortaya çıkan sorunları, hükümetimize arz ettik. Hatta dışımızdaki gelişmelerle pandemi gibi kısıtlarla esnaf ciddiyetiyle hükümet erkanına, bakanlara devamlı bilgilendirmeler yaptık. Toplantılar düzenledik. Sayın Devlet Başkanımızla istişarelerimiz bikiniyor. kendilerinin yaklaşımları talimatları da ortada. Son seçime kadar bir çok sözler verildi. Belediyelerin destek verebileceği yönünde yasa varken sıkıntılarımız arttı. belediyeler de son ekonomik gelişmeler olan bitenlerden etkilenerek bir yandan da kalıcı yasal düzenleme gerektiren proje önerilerimiz oldu. Ama, teker dönsün hizmet sürsün noktası hep bizim sahada olmamızı sağlayan meselemizdi ve bunun için de destek şart. düzenleme yapın istedik. Esnafız, siyasetle ilgilenmeyiz. Elbette gönlümüzde aklımızda herkes gibi bizimde meylimiz var. ama biz toplu taşıma hizmetini herkese veririz. Herkesi yan yana sükunetle taşırız. inançları ne olursa olsun taşırız. birlikten yana devletin ana gayesine uyumlu esnafız. Her gelişmede ana taşıyıcı gelişimi tetikleyici birleştirici unsuruz. Ama iflas ettiriliyoruz. Bu da bizim suçumuz değil. Sadece iki ucu açık uygulamalardan kaynaklı kayıplarımız artarken ekonomin olumsuzlukların artması, enflasyon, hayat pahalılığı ve akaryakıt zamları, onların tetiklediği bir sürü mücbir sebepler bizi sermayemizi kaybettirerek bitirdi. Bunun için öncelikleri dile getirerek durum arz ettik. Ama, hala belediyeler desteklesin anlayışı hakim anlayış! Halbuki gidişatın sonunda belediyeler de zora girecek. Bunları sonuçlarıyla söyledik. Karşı duruşlar da başladı. ‘Emekliye darbe vuruyor’ ‘Taşıma yapmayacaklar’ iddialar ortalıkta dolaşır oldu. Yasaya uymama gibi bir yolda olduğumuz şeklinde yorumlar aldı başını gidiyor! Şaşırdık. Üzüldük.
GERÇEK ORTADA:
2006 yılında gazetenizin de desteklediği hedefimiz, kurumsallaşmaydı. Bugün sadece giderlerle nafakamızı kazanma gayretine dönüştü. Dünyadaki değişim ve gelişmeler, artan istikrarsızlık dengemizi bozdu. Zaten; yıllardan beri kart kullanımlarında görülen özellikle ücretsiz kart kullanım usulsüzlüğü, kontrolsüzlük birçok menfi uygulamalar artmış ve zarar etmeler de başlamıştı. Bunlara karşı çıkınca hakkımızda olmadık şikayetler ile cezalar artmıştı… Biz otoritelere “Kart verme esaslarını kontrol edin” dedik. “Edeceğiz” dendi etmediler. Neticede biriken olumsuzluklardan şimdi can çekişiyoruz. Ücretsiz biniş artışı, 65 yaş ve üzeri ücretsiz taşıma ardından pandemi yıkımı… İyice dibe vurduk. Burdur’da hastanedeki duraklar doğru alınıp alınmadığı belirsiz engelli kartlılarla dolu. Bırakın durağa yanaşmayı, önünden bile geçemiyoruz. Hasta teşhisleri rapor oldu. engelli kart almaya yetmeye bile başladı. 2005’de dikkat çekmiştim…
Hassas davranarak usulsüzlüklere karşı çıkıyor kartları inceliyorduk. alınan raporları da…
2005 yılında, Burdur Devlet Hastanesi’ne Sosyal Politikalar Şubeleri kartları veriyordu.
Dikkatimi çektiği için taşımacı esnaf ve başkan olarak kartların fotokopilerini çekip, başhekime sundum. Yüzde 100 görme engelli bir kartı göstererek durumunun “nasıl olmalı” diye de sordum. “Tamamen ama -Görmez- olması gerek” dedi.
Kişiyi tanıdığım ve her gün gördüğümden, “Ama, görmez değil. Rahatlıkla gözlerini kısmadan, refakatçisiz çarşı, pazar geziyor” dedim. Ardından, “İsterseniz dosyasının aslı sizde. İnceleyin” deyince, birim yetkilisine sordu yetkilinin cevabı açıktı, “Sizlerin yazdırdığı oranların toplamlarına göre efendim. Yıllardır böyle yapıyoruz” oldu. Başhekim “O zaman tekrar inceleyin” demesi üzerine yanından ayrıldım. daha önce incelenme talepli ben yollamış aynı şekilde onaylanarak geri gelmişti… Bu tarafı bırakarak, hızla bizi iflasa sürükleyen 65 yaş ve üzeri ücretsiz taşımaya dönersek, yasayla ücretsiz taşınmalar sağlanınca diğer kartlılar da hareketlendi. Hatalı kullanma, usulsüzlükler sahte kartlar birçok şey oldu ve biz bunları tespit edip, makamlara ilettik. Yurt geneli usulsüzlük önlenemedi. Çoğaldı. Gelirleri de azalttı. Paralı binenler alternatif araçlara yöneldi. Bu sırada; özel halk otobüsçüleri olarak hesaba katılmayan iki noktayı da ortaya koyduk:
Birincisi; çerçevesi belirlenmeden herkesi kapsayan yasa çıkarılarak iflasa sürüklenmemiz. Diğeri, maliyetinin özel taşımacıya yüklenerek, iflasımızı başlatıldığı ikazı. Devamında, zaten kadük olmuş zorlanan sistemi bozup, belediyeleri de zora sokması geldi. Bunlara acil önlemler istedik. İlk talebimiz; Biniş başına bütçeden destek. Diğeri sınırlandırılarak taşıma yapılması… Dikkate alınmadı. Devlet için de bu bir sorun dedik ve sorduk, “Neden devletin tercihine sosyal devlet yaklaşımına dönüşen ve yaşlıya vefa olarak hayata geçirilen bu olumlu uygulamada, ücretsiz taşıma maliyeti sadece özel taşımacıya yüklendi?” dedik. Ekleyerek, “bu da adalete, hak ve hukuka uymayan, bizi iflasa sürükleyen yanlış karar” dedik. Düzeltilmesini istedik.
SÖZÜN KISASI:
Pandemi ile ve sonrasında da ortaya çıkan ekonomik sorunlar, artan dövizle maliyetlerin ödenememesi. Yeni nesil üretimlerin teknolojilerin fahiş fiyatla esnafı perişan etme gibi gelişmeler artınca, her fırsatta başkanımızla da görüştük. Sonunda “haklısınız” dendi ama sadece, araç başı cüzi ödeme ile iş geçiştirildi. Üstelik neden bazı şehirlerde rakam fazla, diğerlerinde az. Küçük şehirlerde Otobüs ve diğer fiyatlar düşük mü? Sebebi ne onu da bilemedik!… Biz sadece maliyetin sırtımıza yüklenmesine karşıyız. Bugün öz sermayesiyle belediye denetim ve yürütümünde ücreti mukabil, belediyeler adına taşıma yapan esnafa, yönetim otoritesi kendi tasarrufunun ceremesini neden ödetiyor? Adaletsiz, anlaşılmayan ve kabulü imkânsız olan bu ve itirazımız bunadır. Yerinde ve doğruluğuna da yürekten inandığımız bir kararla devlet yaşlısına sahip çıkarak ahde vefasını gösteriyor. Hizmetleriyle yaşlanmış vatandaşlara sahipleniyor. Maliyetini neden karşılamayarak esnafa yüklüyor? Bu yük bize yüklenmesin!
Doğru olan bütçesinden diğer unsurlara verdiği destek gibi bize destek vererek yükümüzü hafifletsin. Hizmet vermemi sağlasın. adaletsiz olan karşı olduğumuz nokta burası. Belediye denetim ve yürütümünde, hazırladıkları özel çalışma yönergesiyle ve ücreti mukabil yani her taşıdığımızın bedelini belediyelerden alarak taşıma yapan esnaf sermayesini kaybettiren uygulamanın giderek belediyelere de yük olacağı görülmüyor mu? Burada bir küçük görüşümde, ihtiyaç meselesine göre bakılsa daha iyi olacak. ama Sosyal devlet yaklaşımıysa amaç işlemin sadece yükünün özel sektör taşımacısı esnafa yüklenmesidir yanlış hatalı olan. Anlamadığımız da bu? aklımız da geliyor; Katı yatı, hanı hamamı olanlar ücretsiz daha çok taşınırken 7 yaşında çocuktan ücret aldırmak doğru mu diye sorasım geliyor! Devletim ne buyurursa yaparım. taşı der taşırım. Ama; durumumu da düşünerek o da bana bütçesinden yükümü karşılamasını bekler, mağdur olmamı önlerse bunu sürdürülebilir iş olarak yapabilirim. benim feveranım tam burası.
Bugün hak ve hukuka uymayan, adil olmayan da işin burası. Erkan, bizim çok kazandığımızı mı düşünüyor? Sorusu aklıma gelmiyor değil. Ama; öyle olsaydı, bize araç başı destek vermezdi? Sanırım erkanda karar merci öncelik sorunu var. Bunu halli için çabalarken zaman tükeniyor. Esnaf şamar oğlanı sayıldığını düşünür oldu. Mesleği terkler de başladı… İki ucu açık işletmecilik bitsin diyoruz. Sadece taşıma ücretiyle giderlerin karşılanamadığı görülsün diyoruz. Belediyelerinizin araç bakım giderleri ile bizimkiler karşılaştırılsın durum nedir ne değildir net biçimde ortaya çıkar. Mazotun yükselişi diğer kalemlerle hizmeti veremez oluşumuz, döviz artışıyla artan araç fiyatları kusurumuz mu görün diyoruz. Bir de bizim bilmediğimiz ne var. neden bize destekten kaçınılıyor? Ne varsa, neyse mesele, açıklansın istiyorum. Ayrıca, esnafla birlikte bende, yöneten erkanın memuruna bütün çalışanlarına bir şekil maaş artışını yaparken, memurun taşıma giderini karşılar hatta artış zammı bile verirken, “esnaf niye es geçiliyor?” bunu da düşünüyoruz. Böyle adalet, böyle hak ve hukuk anlayışı olur mu? Kısacası biz sürdürülebilir hizmet için gelişimin gereği bir sistemle mesele çözülsün noktasına artık taşınsın diyoruz” Devletin birimleri bakanlıkla da görüşerek durumu açıkça beyan ediyor.
Herkese kulak verilirken, biz neden cereme ödeme kaynağı görülüyoruz? Görülmüyorsak, Neden iflas ederken el atmıyor?
Bütün bunlar hepimizin kafasında. Ağrımıza giden bir şey de, meseleleri cımbızla çekerek, utanmadan feveranımızı çarpıtarak, “emekliye bir darbede halk otobüsçülerinden” diyenlerin çıkması! Neticede, bunca sene hizmet veren esnaf olarak sadece; iflasımız önlensin istiyoruz. Sadece giderlerini ödeyebilen, nafakasını kazanarak soluklanmamız sağlansın diyorum o kadar. Basına açık değerlendirmemize de bu nedenle basını davet ettik. Sonuç ortada.” diyerek, söylenenlerin aslı astarı olmadığını da dile getirdi…