Türkiye ekonomisinin lokomotifi otomotiv sanayii tedirgin. Özellikle de sabit döviz kuru, enerji ve işçilik maliyetleri yüzde 100’e yakın artan otomotiv sektörü, küresel rekabet gücünü tamamen kaybetmek endişesi duyarak destek bekliyor…
Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden otomotiv sanayinde tehlike çanları çalıyor. Döviz kurunun baskılandığı bir ortamda, sadece işçilik ve enerji maliyetleri yüzde 100’ün üzerinde artan sanayiciler, küresel rakipleri karşısında rekabet gücünü tamamen kaybetmekten endişe duyuyor. İşletme sermayesi ihtiyacı artan sektör, en azından bu dönemde kredi musluklarının açılmasını bekliyor. Otomotiv sektörü, tedarik zincirindeki kırılmalara parite kaybı da eklenince, 16 yıl sürdürdüğü ihracat liderliğini geçen yıl, yaklaşık 33.5 milyar dolarlık yurt dışı satışına imza atan kimya sektörüne kaptırdı.
Geçen yılı yaklaşık 31 milyar dolarlık ihracatla kapatan otomotivciler, bu yıl için 34 milyar dolar ihracat hedefi koydu.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, bu hedefi tedarik zincirinden kaynaklanan arz sıkıntısın çözülmesi ve dolar/ euro paritesinin 1,05 üzerinde olması senaryosuna göre koyduklarını söyledi. Geçen yıl sektörün yaklaşık 3 milyar dolarlık parite kaybı olmuştu. Sektör bu yıl ihracat liderliğini geri almak istiyor. Ancak, hızla artan üretim maliyetleri, otomotivcinin ihracat hedeflerinin önünde büyük bir tehdit oluşturuyor. Öte yandan, kimyacıların bu yıl için 35 milyar dolar ihracat hedefi var. Geçen yıl tedarik zincirindeki kırılmalar otomotiv sanayiinin önündeki en büyük sıkıntıydı. Ancak bu yıl ihracat pazarlarında talep tarafında da daralma söz konusu. Bunu ilk hisseden de son iki yıldır otomotiv ihracatını sırtlayan tedarikçiler oldu. 2022’de ihracatını yüzde 10 artırarak 12 milyar 983 milyon dolara çıkaran ve sektörün toplam yurt dışı satışından yüzde 41,9 pay alan tedarikçiler için 2023 zor bir yıl olacak. Çünkü en büyük ihracat pazarı Avrupa’daki müşteriler, resesyon nedeniyle Türk otomotiv tedarikçisine 2023 ve 2024 için verdikleri siparişleri aşağı yönlü revize etmişti. Şimdi buna bir de üretim maliyetlerindeki artış eklenince, tedarikçiler Avrupalı rakiplerine karşı avantajlı konumunu büyük oranda kaybetti. Bu noktada en büyük etkenlerden biri de artan işçilik maliyetleri oldu. Hükümet, geçtiğimiz ayın sonunda 2023’te asgari ücretin net 8 bin 506 lira olacağını açıkladı. Böylece asgari ücrete Ocak 2022’ye göre ise yüzde 100’lükartış yapıldı. OİB Başkanı Baran Çelik, işçilik ve enflasyon kaynaklı birçok genel gider kalemde maliyet artışları yaşanırken, döviz kurunun sabit kalmasının otomotivcinin küresel rekabetçiliğini olumsuz yönde etkilediğini dile getirirken, bu dönemde sektörün finansmana erişim ihtiyacının arttığına dikkat çekti. Baran Çelik, “Şu anda ihracatçının önündeki en büyük sorun işletme sermayesi ihtiyacının çok artmış olmasına karşın, finansmana ulaşılamaması. İşletme kredisine ulaşım özellikle özel bankalar aracılığı ile çok zor. Bankalarda iştah hiç yok” diye konuştu.Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Otomotiv Tedarik Sanayi Meclis Başkanı Alper Kanca, asgari ücretle birlikte neredeyse en alttanen üste kadar tüm ücretlerin değiştiğine dikkat çekerek, bu durumun emek yoğun sanayi sektörlerinin rekabet gücünü önemli oranda zayıflattığını söyledi.
AVANTAJI KAYBETTİK…
Alper Kanca, “2022’de Euro kuru sadece yüzde 30 artmışken, ücretlerde yüzde 100’e varan bir artış var. İhracat firmaları için inanılmaz sıkıntı. Daha önemlisi AB’de enerji maliyetleri arttığı için lehimize bir fark oluşmuştu. Ancak avantajımızı kaybettik. Geçtiğimiz haftalarda sanayiye yönelik yapılan enerji indirimleri de bu konuda yetersiz kaldı” diye konuştu. Kanca, maliyet artışlarına yönelik bir kıyaslama yaparak,
“En önemli ihracat pazarımız Almanya’da sanayi üretim enflasyonu son bir yılda yüzde 25-30 artarken, bizde bu oran yüzde 100’ü aşıyor. Hatta bazı firmalarda bu oran daha yüksek” dedi. Sektör temsilcileri, Türkiye otomotiv sanayiinde üretim maliyetlerindeki bu yüksek oranlı artışın, orta ve uzun vadede ülkeye gelecek yeni model yatırımlarının önünde de bir risk teşkil ettiğini dile getiriyor. Otomotiv sektörünün önemli gündemlerinden biri de Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusu. Kanca, bu konunda sektör için başka bir riski barındırdığını belirterek, “EYT konusunda birçok çalışan beklemede. Yasanın çıkmasına odaklanmış durumdalar. Çok büyük bir göç olmayacak belki ama yetkin eleman sıkıntısını bir süreliğine artıracak. Bu da sektöre baş ağrısı” açıklamasını yaptı.