Türkiye’nin henüz tam anlamıyla adım atmadığı elektrikli araçlara yönelik birçok ülkede birbiri ardına destek ve hedefler açıklandı. Türk üreticiler, “bu durumu bizimde çok iyi değerlendirmemiz lazım” diyor…
KÜRESEL otomotiv sektöründe elektrikli araç dönüşümü hızlandı. Pandemi ve giderek derinleşen iklim krizi, sektörde elektrikli araç yatırımlarını öncelikli gündem haline getirdi. AB’de Yeşil Mutabakat kapsamında hemen hemen tüm ülkelerde elektrikli teknolojilere yönelik teşvikler artırılırken, ABD Başkanı Joe Biden, ülkede 2030’a kadar satılacak binek araç ve hafif kamyonların yüzde 50’sinin sıfır emisyonlu olmasını öngören kararnameyi imzaladı. Rusya da elektrikli araçlara teşvik vereceğini duyurdu.
DÜNYA HAREKETLİ YA TÜRKİYE?
Dünya’da bu dönüşüm hızlanırken, Türkiye’de ise elektrikli araç yatırımlarına yönelik henüz bir teşvik mekanizmasının devreye girmemiş olması ve vergi sis teminin bu pazarı desteklememesi sektörün geleceği için büyük tehdit oluşturuyor. Sektör yetkilileri geç kalmadan ihtiyaç duyulan düzenlemelerin yapılmasını istiyor. Önemli ihracat pazarımız Avrupa Avrupa ’da 2035 yılı itibariyle satılan yeni araçların sıfır emisyona sahip olması amaçlanıyor. Bu hedefe ulaşmak için şarj altyapısına ciddi yatırım yapılıyor.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün, küresel çevreci politikalar ve alınan son kararlar doğrultusunda dünyada elektrikli araç dönüşümünün beklenenden hızlı olacağını vurgulayarak;
“Geleceğin elektrikli araçlarda olduğu çok net. Yıllık iki milyon kapasiteye sahip ve üretiminin önemli bir kısmını ihraç eden sanayimiz için de bu dönüşüm sürecini yakalamak oldukça önemli. Bugün baktığımız da Avrupa’nın ithal ettiği her beş otomobilden ve her iki ticari araçtan birini sanayimiz üretiyor. Görüldüğü gibi ana pazarlarımızdaki bu dönüşüme ayak uydurmamız ülkemiz ekonomisi ve sanayimizin geleceği açısından oldukça kritik” diyor.
Otomotivcilerin değişmeyen en önemli hedeflerinden birinin üretimde yerli katkı oranını en yüksek seviyeye taşımak olduğunu hatırlatan Yenigün, elektrikli araçların payının artması ile oranın düşmesinden endişe duyduklarını anlattı: “Araç grubu bazında değişkenlik göstermekle birlikte şu an yerli katkı payı yüzde 80’e varan ürünlerimiz var. Elektrifikasyona geçiş ile araç yapılarının ciddi değişim içinde olduğu dikkate alındığında mevcut yerli katkı oranlarının düşmesi riski ile karşı karşıyayız. Tedarik sanayimiz, ana sanayi ile koordinasyon içinde bu dönüşüme ayak uydurma adına çalışmalarını sürdürüyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın da bu dönüşümü desteklemede çalışıyor. Bu süreci yönetim başarımız, küresel rekabetçiliğimizin geleceğinde belirleyici olacak.” dedi. Tüm dünyada yatırım, üretim teşviklerinin yanı sıra tüketiciye de önemli teşvikler olduğuna dikkat çekti. Yenigün, rekabetçi bir sanayi için kuvvetli bir iç pazarın büyük önem taşıdığını; “Bu nedenle, sanayii olarak sadece ihraç pazarlarımızdaki dönüşüme değil, iç pazardaki dönüşüme de önem veriyoruz. Bugün ülkemizde elektrifikasyona geçişte hibrit araçlar çözüm olarak halihazırda hızla pazarda yerini kuvvetlendirmeyi sürdürüyor. İç pazarda elektrikli araç oranını arttırmak için teşvik sistemleri kurgulanması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, şarj altyapısının gelişimi ve tüketiciler için bireysel çevre bilincinin de oluşturulması önemli” diye konuştu.
Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı Avrupa’da elektrikli araçların payının artmasının sektörü olumsuz etkileyebileceğini dile getirerek, “Gerek ana sanayi gerekse tedarik endüstrisinde elektrikli araçlara yönelik yatırım yapmamız gerekiyor, yoksa ilerleyen yılarda AB pazarının kaybedilmesi ile karşı karşıya kalabiliriz” uyarısında bulundu. Elektrikli, birbiri ile bağlantılı, otonom araçlara dönüşümle birlikte küresel otomotiv endüstrisinde yarışın yeniden başladığını belirten Çelik; “Bu dönüşümü gerçekleştirebilen tedarikçilerimizin önünde büyük fırsatlar ortaya çıkacak. Tedarikçilerimizin yeni ürün gruplarına yatırım yapmaları, Ar- Ge , tasarım ve yazılıma çok da ha fazla kaynak aktarmaları, yeni üretim teknolojileri ve alternatif malzemeleri iş planlarına dahil etmeleri, ürünlerini tasarımdan tedariğe, üretimden dağıtıma esnek şekilde yönetebilecek süreçler geliştirme leri büyük önem taşıyor” dedi. Türkiye’de elektrikli araç kul lanımının da AB ülkelerine göre geride kaldığını belirten Çelik, “Bu oranın artırılması için ver gi oranlarında düzenlemeye gidilmeli ve elektrikli araç kullanımını teşvik edici adımlar atıl malı. Şarj istasyonlarının sayısı da ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalı” dedi.
Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Başkanı Ziya Özalp da:
yüksek vergilerin pazar gelişiminde en büyük engellerden biri olduğunu söyledi, ÖTV indiriminin gerekliliğine işaret etti. Düşük karbonlu bir ekonomik dönüşümün, aynı zamanda küresel mal ticaretinde ve fon akımlarında da belirleyici rol oynamaya başladığını, yeni bir ekonomik ve finansal yol haritası oluşturulması gerektiğini öen sürerek; “Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki uluslararası yatırımlardan pay alabilmesi ve mevcut pazarlardaki payını koruyabilmesi için küresel gelişmelerle uyumlu bir strateji geliştirmesi gerekiyor” derken Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren ÖTV matrah düzenlemelerinde, elektrikli araçların dışarda kalmasını sektör üzüntüyle karşıladı. Kur artışı, yüksek vergilerden Türkiye’de benzinli ve dizellere bile ulaşım zorlaşırken, elektrikli almak imkansız hale geldi. Çünkü, 2020 şubatta elektrikli otomobillerde yüzde 400’e varan ÖTV artışı yaşanmıştı hatırlatmasını yaptı.
Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram, elektrikli otomobilleri destekleyen bir vergi düzenlemesine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak:
“TEHAD olarak 10 yıl önce öngördüğümüz elektriklenme sürecinin, daha kısa sürede gerçekleştiğini görüyoruz. 2030 yılına geldiğimizde yola çıkan her 10 otomobilden 8’inin elektrikli olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu hızlı gelişim karşısında, kanunlarımızı da sektörel gelişmeye paralel olarak güncellemek durumundayız. Özellikle emisyona dayalı vergilendirmeye geçmeli. Elektrikli ve hibrit otomobil özelinde vergilendirme dünyada olduğu gibi, sıfır oranına sahip olmalı. Dizel motorlu araçlardan hızla uzaklaşan Avrupa ve dünyadaki gelişime bağlı olarak biz de, fosil yakıtlı araçlardan bir an önce uzaklaşmalı ve elektrikliye geçmeliyiz” şeklinde konuştu.
ULUSLARARASI TÜKETİCİ ENDEKSİNDE DURUM:
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY Türkiye Serdar Altay‘:
Mobilite Tüketici Endeksi’nin yayınlanan sonuçlarını açıkladı.
Endeks; Avustralya, Kanada, Çin, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, Yeni Zelanda, Singapur, Güney Kore, İsveç, Birleşik Krallık ve ABD olmak üzere 13 ülkeden 9 binden fazla tüketicinin elektrikli araç satın almaya ilişkin görüş ve eğilimini yansıtıyor. Anket sonuçlarına göre: elektrikli araç satın almayı isteyenlerin %53’ü bireysel olarak çevresel etkileri azaltmanın sorumlulukları olduğunu da raporunda belirtiyor.