Yeni İstanbul Özel Halk Otobüsleri A.Ş. Başkan Vekili Adil Evren, OTİS sistemini İstanbul ve esnaf için “kalite sunan, külfet yaşatmayan uygulama” olarak tanımladı. Evren, İBB için de vazgeçilmez doğru ve bir o kadar finansman kontrolü sağlayan sistem uygulaması olarak yorumladı.
“İstanbul Özel Halk Otobüsleri’ne soluk aldıran önemli bir sistem OTİS. Bu sistemle ilgili görüşlerine başvurduğumuz Yeni İstanbul Özel Halk Otobüsleri A.Ş. Başkan Vekili Adil Evren ile “İstanbul sistemi’nin, Özel Halk Otobüsü İşletmecileri’ne taşıma kalitesi açısından getirisi” konusunu ele aldığımız söyleşimizi sunuyoruz...”
KTT: Sayın Evren, İstanbul deneyimi, ülke genelinde Özel Halk Otobüsçüleri tarafından ilgi çekiyor. Yaşanan zorlu pandemi süreci ve eski sistem yerine ihdas edilen “OTİS Sistemi” için ne söyleyeceksiniz?
Adil EVREN: “OTİS Sistemi” kısaca, İstanbul Özel İşletmeci, İşletme Sistemi denilen ve Türkiye’de bildiğim kadarı ile ilk kamu-özel iş birliği çalışmasıdır. Bu çalışma, tamamen şeffaf ama çetin görüşmeler ile esasları belirlenen ve sonuçlanan bir uygulamadır. Titiz ortak çalışması ile hayata geçirilen sistem İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 17.7.2020 tarih ve 906 sayılı kararı ile kabul edilerek resmileştirilmiştir.
Bu Hak Ediş’in esası şöyle açıklanır:
Sabit Maliyetler + Kar Payı + Değişken Maliyetler + Diğer Maliyetler olarak kurgulanarak;
a. İşletmecilere sürdürülebilir gelir sağlamak,
b. İdare açısından esnek işletme planları ile kapasiteyi tüm taşıma sistemleriyle entegreli verimle kullanıp, işletim maliyetlerini düşürmek,
c. ÖHO’ne garaj tahsis edip bakım, onarım, güvenlik ve yenilemeleri kurumsal nitelikli düzenli yapıp, maliyet kayıplarını aza indirmek,
d. Yedek parça imkanı sağlayıp, sefer kayıplarını aza indirmek,
e. Kalite ve yolcu memnuniyetini yükseltmek,
f. Kurumsal işletmecilik,
g. İşletme uygulama farklılıklarını kaldırıp standardizasyonu sağlamak” şeklinde açıklanır.
KTT: Sayın Alper Kolukısa ile konuşmuş. Arama toplantılarını izledim, biliyorum. Aslında brüt sözleşme sisteminin bir versiyonu bu uygulama ama üzerin de hayli çalışılan sistem ve siz de katıldınız. Bu açıdan, “İBB için OTİS bir şans” demeniz önemli. Bunu biraz açar mısınız?
Adil EVREN: Dediğin gibi bu sistem Alper Kolukısa ile gündeme geldi. Amaç sabit gelire geçmekti. Kısıtlar ihtimal dahilindeydi. O zaman birçok tartışmalar birçok gerekli hususlar masaya gelmişti. Adı üzerinde arama toplantıları yapılmıştı. Bu sistem ÖHO İşletmecileri için ele alarak derken, emekleriyle daha da geliştirilerek ortaya çıktı. Herkesin emeği var. İlk uygulamadan sonra düzenlemelerle umut daha fazla netleşti.
İBB İÇİN DE VAZGEÇİLMEZ:
Aslında bu sistem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kar ettiriyor. Verimliliği açık bir sistem. Kalite standardına da imkân veren sistem. Maliyetler çok arttı. İETT’nin araç maliyeti ile Özel Halk Otobüsü araç maliyet farkı ciddi biçimde değişken. O nedenle de bu sistemin katkısı çok net. Bizim içinde bize kazandırdıkları açısından da Özel Halk Otobüsçüleri 1 yıllık anlaşmasını 2020 Aralık Ayı itibarıyla 30 Kasım 2021’de sona erecek şekilde yapmıştır. Güncellenen yeni sözleşme 2022 Aralık Ayı’na kadar geçerli olacak şekilde imzalanmıştır. Yani; birçok değişkenlerin arttığı, kısıtlamaların olduğu dönemde sabit gelir, sürekli iş vazgeçilecek şey olmasa gerek. “OTİS Sistemi” aslında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi için önemli bir kazanım ve finansman kontrolünü sağlaması, akabinde kaliteli sürdürülebilir toplu taşıma sistem ihdasıyla yolcu memnuniyeti adına hizmet veren belediye imajı için çok önemlidir. “İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi için önemli bir avantaj” dedim. Çünkü, halk bu sistemde gerçekten güzel, daha güzel, sürdürülebilir kalite ile taşıntı. Taşınırken, yolcu hiçbir sorun yaşamıyor. Geçmişimde, farklı hizmette lastik tekerlekli seyahat yaparken; “her an sürprize hazır ol” söylemli bir bakışı duyuyordu. İşte bu bakış, şimdi yok. Yani, yok hükmünde.
KTT: Sistem kuruluşunda hayat bulmasında sizlerin katkıları ortak aklın ortaya konmasıyla sahipleniş iyi. Peki, Özel Halk Otobüsü açısından bu yıl ki sözleşmeden halkçı memnun mu? Memnun olmadığı husus var mı?
Adil EVREN: Özel Halk Otobüsçüleri de sabit gelirle alacaklarını biliyorlar. Sürpriz kayıpları yok. Matematik hesaplamayla planlamalarını yapabiliyorlar. O zaman, neden bu netlikten rahatsız olsunlar ki? İş-görev açısından yapacaklarını biliyorlar. Bu rahatlıkla da çalışıyorlar. En önemlisi taşımaya kalite geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi paydaşlığa sahiplenirken, İETT ile daha doğru, derin diyalogla iletişim verimliliği oldukça arttı. “Özel Halk Otobüsçüsü bugünkü kadar rahatlamadı” dersem abartı olmaz. Sürdürülebilir hizmet devri başlarken, ayrıca ve önemlisi de; birçok mesele olan şey birden bire uygulama ile mesele olmaktan çıkması. Bahsedilmiyor bile. Mesela, esnaf, önceki sistemde verimli hatlarda çalışıyorsa huzurluydu. Evine ekmek götürüyordu ama verimsiz hatta diken üstünde gergin etrafı kollayıcı birçok hataya neden olabilecek ruh halinde istim üzeri olurdu. Barut gibi olanları bilirim. Her biniş önemliydi. En iyi getiri sunan yolcu baş tacı, diğerleri ikinci derecede idi. Elbette bütün arkadaşlarımı bu kapsama almıyorum. Genelleme açısından diyebileceğim yolcu açısından güvenli sürüş konforlu sürüş nezaketli davranış demekti. En önemlisi bu sistem hakçası, otobüsçü için garantili iş demekti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi için ise elbette başarı getirme aracı olarak şans. Dolayısıyla sistem için; “Bu sistem doğru bir sistem. Zaten biz birlikte çalıştaylarda arama toplantılarıyla hayata geçirdik. Muhtemel aksamalara önlem dahil ortak anlayışla gelişti. En önemlisi de birinci yıl sonunda uygulamada aksaklıkları giderme de ortak akılla toplandık aksamaları ortadan kaldırdık” diyebilirim.
KTT: Anlattığına bakılırsa yolcu açısından da durum olumlu? Peki, şikayetler ne kadar düştü?
Adil EVREN: Gerçekten az önce de belirtiğim gibi sorun yok. Tek tük münferit şikayetler olsa da eskinin yoğun şikâyetleri uygulamanın dördüncü ayında üç aylık sonucunda şikâyet azalması yüzde 90. Bu bir rekor. Deyim yerindeyse pat diye, kesildi şikayetler. Bir kere kartlı kartsız hiç fark etmiyor. Kimse gerginlik yaşamıyor. Ciddi, güvenli sürüşe etki eden durumlar. Ne de o bedavacı, diğeri indirimli gibi farklılıklar da mesele olmaktan çıktı. Bir de kilometre bazlı sabit gelir sistemi, garantili bir sistem. Bence kalite standart bu sistemde.
Bizim sürücülerimizin hemen hepsi sadece kendisine verilen hatlarında duraklara zamanında girme kalkma servis sayısının eksiksiz olmasına odaklanmış. Önceden verilen iş-görev tanımlamasına uyarak hareket ediyor. Bu sistemde bizim için “bir yolcu da bin yolcu da bir” ayrımsız aynı standartta ama daha ilgili yolcuyu hoşnut edici. Durağına gidiyor. Kapısını açıyor. Yolcusunu alıyor. Kısa süre önce bizzat yaptığım denetlemelerde olumsuzluklardan eser olmadığını gözlerimle gördüm. Sakin ve medeni ilişkilerin anahtarı selamlaşmalara tanık oldum. Artık kalite standartlar konuşulacak. Mesela İETT duraklarına yanaşma durak işgallerinin mutlak önlenmesi gibi daha güzelleştirici çalışmalar gerekiyor. Bütünsel entegre bir taşıma kendiliğinden gerekliliğini ortaya koyuyor.
KTT: Bu kadar olumlu konuşanlar arada ille de “Para” diyor. Varsa yoksa “Para” diyenler hala var. Bence de sistem İBB için avantaj finansman kontrolü açısından da imkân sunuyor ama bazı öncelik kalemleri, mesela ulaşım gibi esnafa mutlaka ödemeyi öne almaları işin anahtarı?
Adil EVREN: Elbette. Biz müteahhit taşeron firması, sermaye şirketi, üretici de değiliz. Biz sabahtan akşama belediye denetimin de hizmet veren toplu taşımacıyız. Bu yüz den eğer cebimizdeki para olursa bizim teker döner. Her gün mazot almamız gerekiyor. Alabilirsek depo dolar. deponun dolmasında istikrar akaryakıt verenin ödemeyi gününde alacağını bilmesi tıkanma yaşamayacağından emin olmasıyla olur. İşte bu hassasiyetler üzerin de yürümemizi gerektiriyor. Bazı “olmazsa olmazlarımızın olmasını” elbette gerekli kılıyor. Hele teknolojinin yeni nesil üretimleri için finansman sürekliliği birinci öncelik iken. zincirleme etkisi varken… o kısmı işin olmazsa olmazı oluyor.
Hani yıllardır yazıyorsun, “Özel Halk Otobüsü öz sermayesini kullanan ama geri almada zorlanan sabreden kuruluştur halkçı” diyorsun ya. Artık iki ucu kapalı sistemle taşımacılıktan yanayız. Kurumsal yapıda evrensel bir işletmecilik gerekliliği hem yerel yönetim hem bizim açımızdan mutlaka şart olduğu ortaya çıktı. Yani; mali yapısı matematik gereklilik ve gerçekliklerle kurulu işletmecilik. Bunun için de ücreti mukabil çalışan ücretini de hak ediş olarak alan önceliği elbette önem arz eder.
Ne yazık ki sistemde para önemli dediğin gibi “para, para, ille de para” önceliği hala geçerli. Gerçi OTİS gerçekten tam zamanında orta konmuş önemli bir sistem. Sayın Alper Kolıkısa’ya, Sayın Alper Bilgili’ye ve emeği geçenlere teşekkür borçluyuz ete kemiğe büründürülmesinde ilk kıvılcım iyi ki çakılmış.
Biz de ortak paydaşlar olarak İETT ile sistemi canlandırmışız. Tabii şimdi can alıcı nokta ödeme planlanmasında da süreklilik ve istikrarlı ödeme. Eğer ödeme zamanında devamlı takvime sadık yapılmazsa teker dönmez…
Burada paydaşlar olarak bu konuda ittifak halindeyiz.
Denetiminde hizmet verdiğimiz İETT (İBB’de) bu açıdan planlamada önceliği avantajını bozmama adına ödemeleri dikkate alıcı. Gelişimi iktidar da doğru okurken ortak akılla hizmet amaçlı İstanbulluya hizmet ve doğru toplu taşımada sistem oluşturma gaye olur ve öne çıkar kanaatindeyim.
KTT: Sayın Evren, Anadolu zorda ve İstanbul’a göre Anadolu belediye bütçeleri güçlü değil. Mevcut bu destek faslı çözüm olur mu? Mevcudu muhafaza mı yoksa, (belki) seçimlerden sonra ciddi düzenlenme ile bambaşka bir yapı mı çıkar? Ülkenin önceliğinde bu olmalı mı?
Adil EVREN: İstanbul deneyimi ile zorlukları aşar. Bunun örnekleri var. Tecrübesi de ama dediğiniz gibi Anadolu ve asıl önemlisi ülke milli ana ulaşım planı konusunda yönetsel yapının önceliğinde bu var mı? Ülkede genel gidişatlar göre belirlenmiş genel strateji önceliklerin gidişatına bakınca, bu genele uygun düzenleme olması gerekiyor. Bu açıdan bakınca özellikle, yeniden yapılanan ve akıllı vasfına eriştirilen kentlerde yerleşim alanlarında toplu taşıma sistemi ana taşıyıcı sayılıyor gibi mi, sayılıyor mu? Ona da bakmak lazım. Genel kanaat, öncelik sıralamasında geride olduğu yönünde ama gelişmeye göre bu hesaplanıyor gibi. Bilmiyoruz. İşin içinde bilinmesi gereken bir çok nokta var.
Kısacası; OTİS Sistemi, güçlü belediye ile bazı kriterlere sahiplikle kullanılabilecek sistemdir. O açıdan bakılırsa her belediyenin harcı değildir. Geliştirilecek veriler vardır elbet. Bence İstanbul STK yapılanmasıyla toplu taşıma sistemine dönük çalışmalı. Çalışmalara destek vermeli. Bu hem kendini evrensel gelişmeye uyarlamaya taşır, hem de gerekli yenilenmeyle başka noktalara gidişi dahi tetikleyici olabilir.
Kısacası, İstanbul Özel Halk Otobüs İşletmeciliği, pandemi öncesi zor durumdan OTİS ile nefes alacak noktaya gelmiştir. Yakın gelecekte bambaşka noktayı konuşabileceğimiz de olası. Neticede, İstanbul ve Özel Halk Otobüsü İşletmecileri deneyim imkanları güçleri ve ortak akla yatkınlıkları ile değişen sistemde de hizmet veren olarak önde olacaktır. Elbette bu arada birçok düzenleme ile hazırlıklar yapmamız gerekecek.”